20 Kas 2009

W.A.S.P. [ veysp or vasp? ]

Ne konserdi abi ya bilmem ne muhabbetine girmeyeceğim çünkü o kadar da güzel değildi yada ben olağanüstü şeyler bekliyordum.!
Konserden çıkardığım bir kaç not yada bilgi ne derseniz artık;
- Sevgili Blackie Lawless şişmiş, hayvan gibi olmuş nerdeyse.
- Konser alanının ses sistemi bok gibiydi. Kuruçeşme'yi arar olduk.
- Sahne göt kadardı resmen, adamlar şov yapamadılar nerdeyse. Blackie oradan oraya koşmak istiyor net bir şekilde belli oluyor, etrafına bakıyor ve koşacak yer yok. Sonuç bakkal.! Zaten sahneye ilk çıktıklarında adamın yüzündeki ifade görülmeye değerdi.(!)
- 1500 - 2000 civarında bir kalabalık vardı. Gelenlerin sağlam dinleyiciler yada Wasp'çılar olmasını bekliyordum. metalika konserlerindeki gibi 13-14 yaşında sadece bir şarkı için gelen emolar gelmesini beklemiyordum kısacası. Genelde de öyleydi zaten ama konser boyunca herkes sustu nerdeyse (ağırbaşlı takılmak istemelerinden dolayımı bilemeyeceğim artık orasını)
- I Wanna Be Somebody ve Wild Child dışında hiçbir şarkı adam akıllı söylenmedi izleyenler tarafından.
- The Idol ve Heavens Hung In Black şarkılarının bende ayrı bir yerleri olduğu için baştan sona kadar deliler gibi söyledim, yeri geldi scream(!) attım yeri geldi slow(!) söyledim.
- Organizatör firmanın yada kuruluşun her neyse tipini beğenmedikleri insanlara bilet paralarını iade edip, geri gönderme hakları olduğu yazıyordu bilette "oha ne alaka lan" dedim ben okuyunca ama girişte birisinin biletine el koyduklarına şahit olduk, sanırım parasını da alamadı o arkadaş.
- Konser öncesi ve sonrası çalan şarkıları yöneten herif sağlam Ozzy fanı sanırım, sayısız Black Sabbath ve Ozzy çaldılar.
- Konser bitiminde çalan Somebody Save Me benim gece boyunca en çok eğlendiğim anlardan biriydi. Bunun için teşekkürümü de ettim zaten.!
- Konser öncesinde yada sonrasında alkol yada başka bir şey içmek istiyorsanız ve Beşiktaş'tan [yada nereden geliyosanız artık] gelirken almadıysanız eğer mecburen içerden almak zorundasınız yada tekrar Kabataş iskelesinin oraya kadar yürümek zorundasınız. Biz plastik bardakta biraya 5 lira vermek yerine yürümeyi tercih edenlerdendik.
- Sevgilerimle, bir dahaki konserde buluşmak üzere.

8 Kas 2009

Ablan varsa sorun yoktur !

 Bu sabah saat 8'e doğru hafiften kendime gelmeye çalışırken, yabancı olmayan, çok güzel bir koku geldi burnuma. Neki bu diye içimden geçirerek hafiften doğrulduğumda ablam tam karşımda bana bakıp gülümsüyordu. O koku sadece ablamdan gelebilirdi tabiki.
Birden yerimden fırladım ve 40 yıldır görüşmüyormuşuz gibi sarıldık birbirimize, oysaki daha iki hafta olmuştu görüşmeyeli..
 Ne ara gelmişti bilmiyorum, ben yatarken yoktu ama belli oluyorduki çok özlemiştik birbirimizi.. Kendime gelmeye çalışırken "hadi hazırlan, kahvaltı yapmaya gidiyoruz" dedi. 
Hazırlandım ve taksiye binip Bostancı taraflarında ahşap köşk gibi bir yere geldik.Dışarıdan terkedilmiş gibi görünse de içi oldukça şirindi. Güzelce kahvaltımızı yaptıktan sonra aldığımız gazetelere göz gezdirdik. Sonra birlikte bulmaca çözmeye çalıştık ve ilk defa ablamın yanında sigara içtim, ne kadar "hayır abla, içmeyeceğim" desemde ya şimdi iç yada hiç içme zorlamasıyla beraber içtim ama nasıl içtim bilmiyorum..
 Uzun zamandır bu kadar güzel zaman geçirdiğimi hatırlamıyorum. Sanırım buna ihtiyacım vardı ve sanki ablam da bunu biliyordu ve bunun için gelmişti..
 Daha sonra uzun zamandır adam akıllı konuşamamış olduğumuzdan dolayı uzun uzun sohbetimizi ettik, dertleştik. Yeri geldik çok güldük, yeri geldi ağlayacak kadar duygusallaştık..
 Oradan ayrıldıktan sonra ablamın iş yerine kadar yürüdük ve o işine gitti, bende eve geri döndüm.
 Ama her saniyesi şahane bir sabah geçirdik ikimizde..
 İşte ablamı bu yüzden annemden, babamdan çok seviyorum, ihtiyacım olduğu her an yanımda olduğu ve bana zaman ayırdığı için..

4 Kas 2009

HANİ'den alıntılar..

Şaşkınım hala - biliyorsun:
şaşmalarım ta ne zamandan -
sürekli ve sonuçsuz.
Şimdi sıyrıldın çıktının hepsinin
herşeyin
üstüne : pırıl pırılsın orada
güneşin
son ışınlarını gören
dağların üstünde:


Şimdi güneş devriliyor - Marmara’ya doğru - sağımda, sen solumda ışıldarken : koyu bir mavi seçmişsin kendine, akların içinde yükselirken.

O ışık benim şimdi.
Şimdi lacivert – neredeyse
mor ve ak.
Şimdi, şen, sen -
sen – tek bir.